DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Okul Kaydında El Sabunu İstendi, Veliler Tepki Gösterdi

Okul Kaydında El Sabunu İstendi, Veliler Tepki Gösterdi
17.08.2017
325
A+
A-

Yeni eğitim öğretim yılı için okul kayıtları önümüzdeki günlerde başlarken, eğitimciler velileri kayıt esnasında “sıvı sabun, yer temizleyici, fotokopi kağıdı” gibi malzemelerin istenemeyeceği konusunda uyarıyor .

Geçtiğimiz kayıt dönemlerinde hangi okulda çekildiği belirtilmeyen fotoğrafta kayıt yaptırmaya giden bir öğrenci, okul kapısında müdürlük tarafından hazırlanan “kayıtta getirilmesi gerekenler” listesi yer alıyor. Okul müdürlüğü tarafından istenen maddeler arasında “temizlik malzemeleri, posta pulu, fotokopi kağıdı” malzemelerin istenmesi, okula kayıt esnasında istenen bağış ve kayıt parasını hatırlattı. Eğitimciler yeni kayıt dönemi öncesi kayıt esnasında bu tarz malzemelerin istenemeyeceğine dair velileri uyarıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan kayıt esnasında herhangi bir kayıt parası ve bağış yapılmaması uyarıları sonrası bir çok okul uzun süredir devam ettirdiği kayıt parası uygulamalarına son verirken, sosyal medyaya yansıyan fotoğraf dolaylı yoldan kayıt parası alındığı şeklinde yorumlandı. Kayıt için istenen malzemelerin paylaşıldığı fotoğrafa bir çok kişi tepki gösterirken, eğitim dernekleri temsilcileri de duruma tepki gösterdi.

OKUL KAYITLARINDA PARA GİTTİ, EL SABUNU GELDİ

Mebpersonel.com’un haberine okul kaydından istenen malzemeler hakkında eğitimci yazar Sedat Değer’in yorumları paylaşıldı. Haberde; Eğitim-öğretim ortamındaki sorunları bir dış paydaş rolü ile ele almak, bu sorunlarla ilgili kamuoyu oluşturmak ve bu sorunlara dikkat çekmek için bu ihtiyaçlara ve amaçlara binaen kurulan Eğitimci Yazarlar Derneğinin kurucularından Eğitimci Yazar Sayın Sedat DEĞER’in geçenlerde kaleme aldığı yazıyı, özellikle yeni ders yılının başlamasına yakın olduğumuz şu günlerde, eğitim-öğretim ortamındaki bir sorun alanı ile ilgili konunun, zamanlaması manidar ve çok yerinde bir çıktısı olarak değerlendiriyorum.

Sayın DEĞER, söz konusu yazısında, ders yılı başında öğrencilere sunulan kitapların, ders yılı başlamadan evvel okula geldikten sonra öğretmenler eli ile belli aşamalardan/işlemlerden (ayırma ve poşetleme gibi) geçtiğini ve nihayetinde öğrenciye dağıtıma hazır hale getirildiğini, bu bağlamda öğretmenlere angarya uygulandığını, halbuki MEB’in bu işlemler için genel bütçeden taşraya ödenek gönderdiğini, ama ödeneklerin amacı doğrultusunda kullanılmadığından dolayı kitaplarla ilgili söz konusu işlerin hiç alakası/ilgisi, görevi ve sorumluluğu olmayan öğretmenlere kaldığını ifade ederek eğitim-öğretim ortamındaki bu sorun alanına ilişkin bir sorun tespitinde bulunuyordu, kamuoyunu bilgilendiriyordu ve MEB’e (ilgililere/yetkililere) bu sorun alanı ile ilgili bir konuda müdahil olması çağrısı yapıyordu.

Son olarak, öğreniyoruz ki, bu sorun alanına ilişkin temas ettiği bir konuda, Sayın DEĞER’in çağrısı MEB yetkililerince olumlu karşılık görmüş, Sayın DEĞER’i, konuya temas ettiği, dikkat çektiği ve ilgililerin/yetkililerin sorumlulukları/görevleri dahilinde müdahil olmalarına vesile/ön ayak olduğu için tebrik ediyoruz.

Bu konuyla bağlantılı ve aynı sorun alanında olduğunu düşündüğümüz duyuru biçiminde bir okul kapısının camına yapıştırılmış bir belge de, bizlere ulaştı.

Bu bağlamda, ilgililerin ve yetkililerin, görevleri/sorumlulukları dahilinde, vatandaşa ‘devletin, bunları alacak parası yok mu?’ dedirten söz konusu sorun alanındaki bu konuya da müdahil olmaları gerektiğini düşünüyoruz.

Okul müdürlüğünce kapı camına yapıştırılıp aleni olarak gerçekleştirildiği izlenimi veren duyuru şeklindeki bu işlemde, okulun 9.sınıfına kayıt için öğrencilerin yanlarında getirmeleri gereken evraklar/malzemeler yazılı, bunlar arasında aşağıdaki belgede de göreceğiniz üzere dikkatimizi çekenler şu malzemeler olmuştur:

İlk iki maddede istenenler anlaşılır, lakin bunların altına sokuşturulanlar hem konuya dair ilgili mevzuata hem ilgili onlarca genelgeye göre hiç de anlaşılır ve kabul edilebilir değildir. Neler midir bunlar?

3- beş top kağıt
4- 50 TL’lik posta pulu
5- Beş kg klorak
6- Beş kg sıvı el sabunu
7- 5 kg sıvı yer temizleyici

Doğrudan ve dolaylı vergi yükümlülüğünü yerine getiren bir veli için okul müdürlüğünce çocuğunun kaydı sırasında kendisine yüklenen bu malzeme yükü, hangi vergi türü kapsamındadır? sorusunu sormadan edemiyoruz.

Hemen cevap vereyim: ÖRTÜLÜ ALENİ VERGİ.

Yasalarımızda, yönetmeliklerimizde yok bu vergi türü. Keyfi bir vergi aslında. İçinde de zaten çelişkileri barındırmakta. Ve vahim olan tarafı, bir gereklilik yani zorunluluk olarak sunulmasıdır. Anlayacağınız, yasada olmamasına rağmen, mevzuatta ve her fırsatta Sayın bakanların ağzından karşı çıkılmasına karşın zorla alınan bir vergi yani.

Ayrıca, bu vergi türüne, örtülü kayıt parası ya da okul aidatı da diyebiliriz. Türlü türlü konmuş adları var zaten. Hepsi de, kesinlikle yasal adlar değil, uyduruk adlar.

Halbuki, şunu bilmekteyiz ki, nasıl ki, kitapların ayrılması/poşetlenmesi gibi işlemlerde kullanılmak üzere devletimizce taşraya genel bütçeden ödenek gönderiliyorsa, okulların temizlik ve diğer ihtiyaçları için de genel bütçeden ödenek gönderiliyor. Dileyen, okulların bu ihtiyaçları ile ilgili ödenekleri var mı yok mu? sorusunun cevabını bulmak üzere okulların MEBBİS/KBS vs… ilgili/yetkili oldukları ekranlarına bakabilir. İllerin, ilçelerin ve okulların bu ihtiyaçların temini için ihale/malzeme alımı yaptıklarını da biliyoruz ve görüyoruz. Demek ki, elindeki ödeneği, bu ihtiyaçların temini için kullananlar var. Ama yukarıda da görülmektedir ki, bu ihtiyaçları veliye yükleyenler de var. Yani, anlaşılıyor ki, malum sorun alanındaki bu konuya ilişkin bir disiplin ve standart olmadığı açık ve net.

Bakınız değerli arkadaşlar, saygıdeğer yetkililer, eğitim-öğretim ortamındaki bu sorun alanında, ödenekler var olmasına rağmen bazı ellerce amacına hizmet ettirilmiyor. Ettirilmediği için de kimi zaman öğretmenin bedenine kimi zaman da velinin cebine bir külfet biniyor/yükleniyor. Sanki, bu külfet onların yükümlülüğü… Hayır, sorumlular sorumluluklarını dosdoğru yerine getirmediği için külfet, onların yükümlülüğü halini alıyor.

Hatta, bazen de, bazı okulların telefon faturalarının, onlar için tahsis edilen ödeneklerden değil de, okulların kendi girişimleri ile buldukları kaynaklardan ödendiği haberlerini alıyoruz. Bu noktada da, okul müdürü zor durumda bırakılıyor. Yani, anlaşılan ve görülen şudur ki, genel bütçe ve diğer bütçelerin kullanımı bir standarta ve mali disipline kavuşmuş değil. Genel bütçeye bağlı ödenekler, eğitim-öğretim ortamındaki bu sorun alanında, nokta atış bir sisteme bağlı olmalarına rağmen bir türlü hedeflerine/amaçlarına ulaştırılamıyor. O zaman sorunun kaynağı, sistemde değil, bunun fiili duruma geçmemesinde, yani hareket etmemesinde… Hareket ve fiili durum ise özellikle taşradaki yetkili ellerce ortaya çıkarılabilir… Yani, görülebilir hale getirilebilir…

Sayın DEĞER’in bu noktada söz konusu sorun alanındaki bir konuya dair yazısı, var olan bir ödeneksel durumun harekete geçmesini ve fiiliyata dönüşmesini sağlamıştır. Yani, bu sorun alanındaki konulara, bir örnek teşkil etmiş ve yol gösterici olmuştur…

Bilinmelidir ki, eğitim-öğretim ortamında öğretmen-veli, birer iç paydaş konumundadır, öğretmenin/velinin bu konumlarında iken ne bir öğretmenin kitap poşetleme gibi bir görevi var ne de bir velinin okulun ihtiyacı olan temizlik vb… malzemeleri temin etme/alma gibi bir görevi var… İkisinin de böyle yükümlülükleri yok… Ama sanki varmış gibi ısrarla dayatılıyor…

Ayrıca, biliniz ki, okulların, genel bütçe dışında, okul-aile birlikleri, il özel idare bütçeleri de ayni/nakdi yönden destekçisidir.

Hal böyle iken, vergi yükümlülüğünü yerine getiren vatandaşa, neden hala malzeme listesi yapılıp, camlara yapıştırılarak aleni şekilde ilan edilip ‘şunları şunları getir ve ver’ denir?

VATANDAŞI, ÖRTÜLÜ VERGİLERLE BUNALTMAMAK, KÜLFETE SOKMAMAK GEREKİR. HERKESTEN, EĞİTİM-ÖĞRETİM ORTAMINDA, VELİ/ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ/OKUL MÜDÜRÜ VS… İÇ PAYDAŞ KONUMUNDAKİ SORUMLULUĞU/GÖREVİ DAHİLİNDE FEDAKARLIK YAPMASI İSTENMELİDİR.

Ölçüyü kaçırmamak, yükümlülük kapsamını genişletmemek gerekir. O zaman birileri, şu soruyu sorma hakkına sahip olur:

‘EĞİTİM-ÖĞRETİM, PARASIZ MI, PARALI MI?’

Saygılar…
Yusuf SEVİNGEN
KamuAjans


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.