Şule Çet’in atlamış olma ihtimali yok
Ankara’da, Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in, geçen yıl 28 Mayıs’ta plazanın 20’nci katından düşerek, ölmesiyle ilgili Çağatay Aksu (34) ve Berk Akand’ın (33) tutuklu yargılanmalarına devam edildi. Tanık olarak dinlenen Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Özdemir, olay yerinde yaptıkları incelemede canlandırma tekniğini uyguladıklarını ve Şule Çet’in atlamış olma ihtimalinin bulunmadığını söyledi.
Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘cinayet’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘hürriyeti tehdit’ suçlarından tutuklu yargılanan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand, 4’üncü duruşmada hakim karşısına çıktı. Duruşmada Şule Çetin babası İsmail Çet, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Gamze Taşcıer, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, öğrencisi tarafından öldürülen Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar ile çeşitli kadın örgütü temsilcileri de hazır bulundu.
‘SEHPA ÜZERİNDE İZ YOK’
Duruşmada tanık olarak dinlenen Erciyes Üniversitesi Ali Tıp Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Özdemir, olay yerinde yaptıkları incelemede canlandırma tekniği uyguladıklarını belirterek, “Elde ettiğimiz tüm verileri değerlendirdik. Olay yeri canlandırma ve animasyonlar ilk kez benim yaptığım bir uygulama. Düşmenin olduğu iddia edilen odada çeşitli ölçümler yaptık. Sanık Çağatay Aksu’nun anlatımlarına göre odanın mesafesi ve cam ve sehpa arasındaki mesafeyi değerlendirdiğimizde, camdan sarkan birini tutmasının zaman açısından mümkün olmadığını, yardım ettiğini kabul etsek bile sehpa ile cam arasına sığmayacağını tespit ettik. Uyguladığımız yöntemle odanın orijinal hale getirilmesini sağladık. Bu şartlarda Şule Çet’in iddia edildiği gibi intihar etse bile, sehpa üzerine basması gerekiyordu. Ancak, sehpa üzerinde herhangi bir iz tespit edilemedi” dedi.
‘AYAKKABININ SONRADAN ATILDIĞINI GÖSTERİYOR’
Çet’in, düştükten sonra binaya uzaklığının 4,5 metre olduğunu belirten Özdemir, “Bu, serbest düşüş yapan biri için mümkün değil. Yere düşme pozisyonu, başı önde sırtı binaya doğru. Beyin parçalanmış ve her tarafa doğru savrulmuş. Kafası önce, vücudu sonra düşmüş. Sağ ayakkabısı beyin dokularının bile ilerisinde. Bu ayakkabının sonradan atıldığını gösteriyor. Düştüğünde ayakkabı ayağında değilmiş. Sol ayakkabısı vücudunun altında. Bu da ayakkabının önce düştüğünü gösteriyor. Üzerinde dar bir kot ve kazak var. Kazak sütyenine kadar katlanmış durumdaydı. Düştükten sonra dar elbisenin yarıya kadar katlanması mümkün değil. Bu bize Çet’in atılmadan önce yarı çıplak olduğunu gösteriyor. Raporda, cinsel saldırı izlerinden de bahsetmiştik” diye konuştu.
Özdemir, tüm tespitlerin sonucunda Şule Çet’in atlama ihtimalinin olmadığı sonucuna vardıklarını söyledi.
EV ARKADAŞI DA İKİNCİ KEZ DİNLENDİ
Şule Çet’in ev arkadaşı Lila Thorine, olay günü Şule Çet’e gönderdiği mesajlardan bazılarını sildiği iddiası üzerine ikinci kez tanık olarak dinlendi. Thorine, bütün masajları emniyete teslim ettiğini, herhangi bir mesajı silmediğini söyledi. Thorine, sanık avukatlarının soruları üzerine Çet’in erkek arkadaşına mesaj göndermediğini, o gece Çet’i aramasının nedeninin de, geç olması nedeniyle endişelenmesi ve bir an önce eve dönmesini istemek olduğunu belirtti.
‘RAPOR ŞÜPHEDEN UZAK BİR RAPOR DEĞİL’
Çet ailesinin avukatlarından Ferhat Gebeş, Adli Tıp Kurumu tarafından gönderilen raporu hazırlayan kişilerin bilirkişi olmadığını ileri sürerek, “Raporda ‘atlamış da olabilir atılmış da olabilir’ diyorlar; ancak bunu söylerken hiçbir maddi delil sunmuyorlar. Örneğin pencerede parmak izin var mı, yok mu bunu değerlendirmiyorlar. Söz konusu rapor şüpheden uzak denetlenebilir bir rapor değildir. Tanık ifadelerine diyecek bir şeyimiz yok” şeklinde konuştu. Sanık avukatları ise Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporlarda olayın iddia edildiği gibi meydana geldiğini ispatlayacak bir tek delil bulunmadığını, dışarıdan hazırlanan raporların tamamen taraflı olduğunu ileri sürdü.
SANIK AKSU’YA BABADAN TEPKİ
Söz alan sanık Çağatay Aksu, sosyal medyadaki baskı sonucu tutuklandıklarını belirterek, “Tahliyemi istemiyorum; çünkü ben dava sonunda beraat edeceğim” dedi. Baba İsmail Çet, sanığın bu sözlerine, “Başkalarının kızlarını da mı aynı hale getireceksin?” diyerek tepki gösterdi. Sanık Berk Akand ise, başından beri aynı şeyleri söylediğini, tutuklu kalması için bir neden bulunmadığını ileri sürerek, tahliye talebinde bulundu.
ASANSÖR ÖNÜNDEKİ KONUŞMALARI SORULDU
Mahkeme Başkanının “Asansörden inerken ne konuştunuz?” diye sorması üzerine sanık Berk Akand, “Ne yaptın, bir şey mi yaptın, aranızda bir şey mi oldu? diye sordum” diye cevap verdi. Söz alan sanık Çağatay Aksu da, “Bana nasıl tutamadın? diye sordu. Ben de parmağımı gösterip, ‘Berk parmağım koptu nasıl tutayım’ şeklinde şeyler söyledim” diye konuştu.
RAPORLAR BEKLENECEK
Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu’ndan talep edilen kapsamlı rapor ile dudak okuma raporunun beklenmesine ve iki sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTILAR
Adliye önünde toplanan Ankara Kadın Platformu, Kadın Meclisleri ile çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve üyeleri, açıklama yaptı. Kadınlar, ‘Erkek adalet değil gerçek adalet’, ‘Şule Çet için adalet’ yazılı pankart açarak, “Boyun eğme, katillerden hesap sor” sloganları attı. Grup adına yapılan açıklamada, “‘Bu dava Türk kadınlarının davası’ diyerek mücadeleyi ve dayanışmayı büyüttük. ‘Şule Çet için adalet’ diyenler bir kez daha adliye koridorlarına sığmıyor, Şule Çet için söz veriyoruz ki, bizler kadınlar olarak gerçek adaleti kazanacağız” denildi.
CEREN’İN BABASINDAN DESTEK
Ankara’da Çankaya Üniversitesi’nde, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından 2 Ocak 2019’da öldürülen Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar da kadınlara destek verdi. Mustafa Damar “Bugün buradayım. Şule Çet gibi bu hayattan acımasızca koparılan, savunma hakları elinden alınan kadınlarımızın, kızlarımızın sesi olmak için buradayım. Sesi gür çıkanlar için değil, mağdur olanlar için bugün buradayım. Onların haklı mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.