Erdal Özyağcılar: Ailem varlık içinde yokluk yaşattı
Usta oyuncu Erdal Özyağcılar, katıldığı programda hakkında bilinmeyenleri anlattı. Bursa’da çok varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Özyağcılar, ergenliğine kadar varlık içinde yoklukla büyümek zorunda kaldığını söyledi. Ağabeyinin çok küçük yaşta aşırı kilo nedeniyle vefat etmesinin, ailesinde travmaya yol açtığını belirten Özyağcılar, “Sadece yaşamama yetecek kadar beslediler ve bu durum 13 yaşına kadar devam etti” dedi.
Erdal Özyağcılar, Armağan Çağlayan’ın YouTube’daki ‘Dur Bi Dinle’ programına konuk oldu. Usta sanatçı, oyunculuk kariyerinden, özel hayatına dair birçok konu hakkında samimi açıklamalarda bulundu.
“AİLEM BENİ YAŞAMAMA YETECEK KADAR BESLEDİ”
Bursa’da 4 Ağustos 1948’de çok varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Erdal Özyağcılar, ergenliğine kadar varlık içinde yoklukla büyümek zorunda kaldığını söyledi.
Hiç tanımadığı ağabeyinin 11 aylıkken aşırı kilo nedeniyle vefat etmesi, ailesinde travmaya yol açtığını belirten usta sanatçı, “Sadece yaşamama yetecek kadar beslediler ve bu durum 13 yaşına kadar devam etti” dedi.
Erdal Özyağcılar bu trajik hikâyeyi şu sözlerle anlattı:
“Ailemin benden önce Mustafa diye bir çocuğu olmuş. Çocuk çok güzel doğmuş, masmavi gözlü. Fakat bir de iştahlı çocuk, devamlı mama yiyor. Bir şey olmuş, 11 aylıkken çatlamış çocuk. ‘Biz çatlattık çocuğu’ derdi babaannem. Öyle yedirmişler, bayağı bir kiloluymuş. Ondan sonra ben doğuyorum. Babaanne ‘Aman’ diyor, ‘Az, az’ diyor. Fazla yemek yok. Aç olduğum için ailemden gizli gizli ağaçlardan meyve toplayıp yerdim. Açlıktan o kadar çok kiraz yemişim ki veca olmuşum. Varlık içinde yokluk yaşattılar.”
ARKADAŞININ ADIYLA SINAVA GİRİNCE…
Okul hayatı başlayınca tiyatroya ilgi duyduğunu belirten Erdal Özyağcılar, ailesinin kendisini desteklediğini söyledi.
Özyağcılar, çeşitli halkevlerinde tiyatro eğitimi aldığını ancak ‘başka bir mesleği de olsun’ düşüncesinde olan babasını kırmamak için İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolduğunu anlattı.
“O dönemde aklım konservatuvarda kaldı” diyen oyuncu, “Ankara Konservatuarı’nda şansımı denedim ancak kuruma kabul edilmedim” şeklinde konuştu. Usta sanatçı, bir sonraki sene sınava yeniden girmeyi düşünürken bambaşka bir olay yaşadığını dile getirdi.
Özyağcılar, İstanbul Belediye Konservatuarı’na girmekten son anda vazgeçen yakın arkadaşı İlhan Ongan adına düzenlenen belgeyle sınava girdiğini ve kazandığını açıkladı.
Durumu Mustafa Alabora’ya anlattığını söyleyen Özyağcılar, çözümün ise jüride yer alan duayen tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter’den geldiğini anlattı.
Kenter’in bir yıl boyunca İlhan Ogan adıyla konuk öğrenci olarak derslere gelmesini ve sonraki yıl ise kendi adıyla girip sınavı kazanacağını söylediğini belirten Özyağcılar, Yıldız Hoca’dan sene kaybı olmaması için de sınıf atlatma sözü aldığını söyledi.
Hayallerinin peşinden gitmeyi seçen Erdal Özyağcılar, sanat dünyasının basamaklarını çıkarken en büyük destekçisinin de Yıldız Kenter’in olduğunu dile getirdi.
“AYAĞI ÇİRKİN BİRİSİYLE ASLA YAPAMAM”
Eşi ile tanışma hikayesini de anlatan usta oyuncu, o dönemlerde kendisinden bir üst sınıfta olan Güzin Özyağcılar’dan hoşlandığını söyledi.
Usta oyuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Erkek çocukları konuşuyor ya delikanlılık zamanında ‘Sen neyden hoşlanırsın?’ diye sordular, ben de ‘Ayağı çirkin birisiyle asla yapamam’ dedim. O zaman Güzin’den de hoşlanıyorum, arkadaşlarıma söyledim. Sonra dediler ki ‘Ağabey kolayı var. Biz onu yatırırız, çıkarırız ayakkabılarına bakarsın ona göre karar verirsin. Tuttular zavallı Güzin’in yarım çizmelerini çıkardılar ayaklarına baktım. Sonra, ‘Bu iş olur’ dedim.”
Erdal Özyağcılar ve Güzin Özyağcılar, 1972 yılında nikâh masasına oturdu. Çiftin, Zeynep ve Emrah adından iki çocuğu var.(Sözcü)