İbrahim Murat Gündüz “Nevruz: Hun’dan Göktürk’e, Devletten Töreye Türk’ün Bayramı” Nevruz…

Yalnızca baharın gelişi değil, bir milletin kendini hatırlayışıdır. Nevruz, Türk devlet geleneğinin gövdesine kazınmış bir gündür. Her yıl 21 Mart’ta ateş yakılırdı, demir dövülürdü, kurultaylar toplanırdı. Çünkü Nevruz, Türk için yılın ilk günü, törenin en köklü hatırasıydı.
Bugün, bazı odakların bu kadim günü etnik isyanların simgesine dönüştürmeye çalıştığını görüyoruz. Oysa tarih, yazıyla ve töreyle konuşur. Ve tarih haykırır:
Nevruz, Türk devletlerinin bayramıdır!
Hunlar: Nevruz’un İlk Devlet Töreni
Milattan önceki yüzyıllarda, Asya Hun Devleti’nde bahar ekinoksunda kurultaylar yapılırdı.
Toprak uyanırken, Türk hakanları da halkı ile kucaklaşırdı.
Bu günde:
Toylar kurulur,
Ata ruhları için adaklar adanır,
Ateş üzerinden atlanırdı.
Nevruz, Hunlar’da hem doğaya saygının hem de devlet otoritesinin sembolüydü.
Göktürkler: Ergenekon’dan Çıkışın Bayramı
Göktürkler için Nevruz’un anlamı bambaşkadır. Çünkü bu milletin kalbinde Ergenekon Destanı vardır.
Dört yüz yıl demir dağların ardında esaret yaşayan Türkler, o büyük günde dağları eriterek özgürlüklerine kavuşmuştur.
İşte bu gün 21 Mart’tır.
Ve o yüzden Göktürkler, bu günü dirilişin günü ilan etmiştir.
Kurultay meydanlarında demir dövülür, ateş yakılır, “töz” tazelenirdi.
Tarihi şekillendiren bu anlayış, millet bilincinin temelidir.
Uygurlar: Kültürel Zenginlik İçinde Nevruz
Uygurlar döneminde Nevruz, hem bir devlet geleneği hem de takvim başlangıcı haline gelmiştir.
Uygur Türkleri:
Nevruz’da tapınaklarda tütsü yakmış,
Gök Tanrı’ya dualar etmiş,
Yeni yılı kut ritüelleriyle karşılamıştır.
Nevruz, Uygurlar için doğanın değil insanın da arınma günü olmuştur.
Karahanlılar ve Selçuklular: İslam’la Bütünleşen Nevruz
İslamiyet’i benimseyen ilk Türk devleti olan Karahanlılar da Nevruz’u kutlamaya devam etmiştir.
Ama bu kutlamalar İslamî ögelerle zenginleşmiştir.
Nevruz, Selçuklularda da saray törenleriyle kutlanır, hakanlar halka hediyeler dağıtırdı.
Yani inanç değişse de Nevruz’un Türklüğü değişmemiştir.
Çünkü bu bayram inançtan önce töresel bir hafızadır.
Osmanlı’da Nevruz ve Divân-ı Lügati’t-Türk’ün Sesi
Nevruz, Osmanlı’da da özellikle halk arasında ve saray çevresinde “nevruziye” gelenekleriyle yaşatılmıştır.
Ancak asıl dönüm noktası Kaşgarlı Mahmud’un kalemidir.
“Nevruz – Türklerce yılbaşıdır.”
(Divân-ı Lügati’t-Türk, 1072)
Bu satır, Türklerin tarih boyunca bu günü milli yılbaşı olarak kabul ettiğini ispatlar.
Bugün, Fars mitolojisinden türeyen masallarla Nevruz’u bölücü bir sembole çevirmek isteyenler varsa,
onlara karşı bizim cevabımız nettir:
Hun’un, Göktürk’ün, Uygur’un ve Kaşgarlı Mahmud’un Nevruz’u, bizim Nevruz’umuzdur!
Türk Devlet Geleneğinde Nevruz’un Ortak Kodları
Tarihe baktığımızda, Türk devletleri hangi inanca sahip olursa olsun Nevruz’da şu ortak değerleri yaşatmıştır:
Ateş: Arınmanın, temizliğin sembolü
Demir: Gücün, özgürlüğün ve Ergenekon’dan çıkışın simgesi
Kurultay: Halkla devletin kucaklaşması
Yeni Yıl: Takvimin sıfırlandığı ve tazelenmenin başladığı gün
Bu değerlerin hepsi, Nevruz’un bir Türk töresi olduğunu açıkça gösterir.
Son Söz: Türk Devletleri Gibi Büyük Düşünelim!
Bugün, 7 bağımsız Türk devleti Nevruz’u resmî bayram olarak kutluyorsa,
bu geçmişin mirasını geleceğe taşımanın onurudur.
Türk Devletleri Teşkilatı bu mirasa sahip çıkıyorsa, bu tarihî bilincin dirilişidir.
Nevruz; ne İran’dandır, ne etnik propagandaya aittir.
Nevruz; Türk’tür, töredir, devlettir!
“Bizim Nevruz’umuzda isyan yoktur, devlet vardır. Nevruz, Türk’ün milletleşme hafızasıdır. Kim ki bu bayramı bölücülüğe alet ederse, Türk’ün töresine çarpar!”
Nevruz kutlu, Türk milleti daim olsun!
Yazan: İbrahim Murat Gündüz
Türkiye Karate Federasyonu Başkan Yardımcısı, Türk milliyetçisi, ülkücü hareketin liderlerinden
#ibrahim-murat-gunduz
#nevruz